MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 05/12/2005 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız şikayet yoluyla kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalıların sırf aralarındaki miras meselelerinden dolayı haklarında hırsızlık suçlamasıyla şikayette bulunduklarını, ayrıca davacılardan ...'in kendilerini tehdit ettiğini iddiasıyla da şikayette bulunduklarını ve haklarındaki ceza davalarından beraat ettiklerini beyanla, manevi zararlarının davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıların davacılar hakkındaki hırsızlık suçlamasının haksız şikayet niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda, olayın gelişimi, özellikle olay tarihi ile tarafların akrabalık ilişkileri ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda 2 numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.