Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5986 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16444 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/07/2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, yapı ruhsatı için davalı belediyeye ödenen bedelin, yapı ruhsatının hükümsüz kalması nedeniyle iadesi için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu olayda, davacının yapı ruhsatı almak için davalı Belediyeye ödemeler yaptığı, daha sonrasında yapı ruhsatının hükümsüz hale gelmesi nedeniyle davacının inşaata başlayamadığı, bu nedenle ödenen bedellerin belediyeden geri talep edildiği, iade edilmeyince davacının icra takibi başlattığı, davalının haksız yere itiraz ettiği belirtilerek davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali istenilmiştir.Dosya kapsamından; davacının, ödediği harç bedellerinin iadesi için davalı idareye başvurduğu, ancak bu isteminin reddedildiği, bu işleme karşı idari yargı yoluna başvurmadığı anlaşılmaktadır. Davacının ödediği yapı ruhsatı bedelinin iadesi gerekip gerekmediğinin 3194 sayılı İmar Kanunu ile belediyelere ilişkin kanun ve yönetmeliklerde yer alan düzenlemelere göre belirlenmesi gerekir. Ayrıca davalı ... yasa gereğince görevlendirilmiş bir kamu kurumu niteliğinde olup eylem ve işlemleri de kamusal nitelik taşımaktadır. Bu nedenlerle davanın idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde görülmesi gerektiği açıktır. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan esasen idari olan yapı ruhsatı bedelinin iadesinin gerekip gerekmediğinin hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez.Diğer yandan, idari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, uğranılan zararın ödetilmesine ilişkin istemin idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılması ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenilebilir nitelikte değildir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nededine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.