Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5859 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10623 - Esas Yıl 2013





.MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2011/233-2013/61. Davacı S.. G.. tarafından, davalı H.. S.. aleyhine 01/07/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, davalının avukat olarak görev yaptığı hukuk dosyasında kendisinin de karşı tarafın avukatlığını yaptığını, bu dosyada davalının söylediği bir kısım sözlerin kişilik hakkına saldırı teşkil ettiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, anılan dosyadaki beyanlarının iddia ve savunma hakkı kapsamında kaldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının kullandığı bir kısım sözlerin iddia ve savunma sınırlarını aştığı, kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği benimsenerek, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; davalının avukat olarak görev yaptığı İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/411 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde, o dosyada karşı tarafın avukatlığını yapan davacının iddiaları hakkında bir kısım ifadelerde bulunduğu, kullanılan bu ifadelerin davacının ileri sürdüğü tezlerin hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığını belirtmeye yönelik olduğu, hakaret etme kastı taşımadığı anlaşılmaktadır.Şu halde, dava konusu ifadelerin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı dikkate alındığında iddia ve savunma sınırları içerisinde kaldığının kabulü gerekir. Mahkemece, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.