Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5805 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9911 - Esas Yıl 2009





Davacı İçişleri Bakanlığı vekili Avukat Ö tarafından, davalı Y ve diğeri aleyhine 10/07/2007 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/10/2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle yaralanan dava dışı görevlilere 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yasa gereğince ödenen nakdi tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalılardan alınması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalılardan Y hakkındaki istemin bir bölümü kabul edilmiş; diğer davalı A hakkındaki istem ise reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı idare, davalıların haksız eylemi nedeniyle yaralanan dava dışı polis memurlarına 2330 sayılı Yasa gereğince nakdi tazminat ödemiştir. Davalılar hakkında açılan ceza davası sonunda davalıların görevli memura direnme suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Ayrıca, davalılardan Y, polis memurunu yaralamak suçundan dolayı da cezalandırılmış; diğer davalı A ise, görevli memuru yaralama suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraat etmiştir. Ceza mahkemesi kararının gerekçesinden ve dosya içeriğinden; davalılardan A'nın, polis memuru M'ye kafa ile vurarak burnunun kanamasına ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek biçimde yaralanmasına yol açtığı anlaşılmaktadır. Borçlar Yasası'nın 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenen maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır. Bu durumda, davalılardan A'nın, nakdi tazminat ödenen dava dışı polis memuru M'yi yaraladığının maddi olgu olarak ceza mahkemesince belirlendiği ve bu olgunun Borçlar Yasası'nın 53. maddesi gereğince bağlayıcı olduğu kabul edilerek, olayın özelliği ile ceza dosyası arasında bulunan tıbbi belgelere göre adı geçen polis memurunun kaç gün iş ve güçten kalacak biçimde yaralandığı yeniden belirlenip 2330 sayılı Yasa gereğince olay günündeki verilere göre rücu edilecek tazminatın tutarı hesaplatıldıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle, davalılardan A hakkındaki istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davacının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine 13/05/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.