Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5642 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6306 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...(...İdaresi) aleyhine 05/08/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince: Dava, yağmur suyu ve lağım baskını nedeniyle kullanılamaz hale gelen koltuk takımlarından dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı, iş yerinin deposuna yağmur yağışı ve alt yapı eksikliği nedeniyle su ve lağım bastığını, deri koltuk takımları ve malzemelerin zarar görüp kullanılamaz hale geldiğini, derelerin ıslahından ...'nin sorumlu olduğunu, bir süre çalışanların maaşlarının ödenememesinden, iş yerinin perişan bir hale gelmesinden ve sipariş verilen ve baskın sebebiyle teslim edilemeyen mallar nedeniyle ticaretinin zarar gördüğünü, acı, elem ve ızdırap yaşadığını ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, gerekli harcamaların belediyelerce karşılanması halinde ...'nin yağmursuyu kanallarının bakım ve onarımından sorumlu olduğunu, yasal şartın gerçekleşmemesi nedeniyle ...'nin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun Büyük Şehir Belediyesine ait olduğunu, kanal projesinin motopomp şartı ile onaylandığını, bunun tespitinin yapılmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Yerel mahkemece, benimsenen 25/10/2011 tarihli bilirkişi raporundaki davalının %70 kusuruna isabet eden tutar kadar davacının maddi zararı olduğu kabul edilerek maddi tazminat isteminin ıslah ile artırılan miktarı ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir. (Borçlar Yasası 49) Bunlardan Medeni Yasa'nın 24. maddesi ile Borçlar Yasası'nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. Medeni Yasa'nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Medeni Yasa'nın 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Yasası'nın 49. maddesi uygulanır.Medeni Yasa'nın 24. ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.Yukarıda açıklanan olay nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası'nın 49. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.