MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/10/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyizlerine gelince;Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile arkadaş oldukları dönemde davalının kendisini darp ve tehdit ettiğini, bu nedenle ...da oturan ailesinin yanından İstanbul'a taşınmak zorunda kaldığını, taşınma nedeniyle masrafları olduğunu, ayrıca bu olayların kendisinde üzüntü ve korkuya sebebiyet verdiğini belirterek, oluşan maddi ve manevi zararlarının ödetilmesini istemiştir.Davalı, özellikle maddi tazminat istemi ile olay arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne ve manevi tazminatın da kısmen kabulüne karar verilmiştir.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 49. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Bir başka deyişle haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı yoksa bu kalem zarar istenemez. Dava konusu olayda, davalının davacıyı kasten basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaraladığı ve “seni gebertirim” diyerek tehdit ettiği sabittir. Ancak bu eylem nedeniyle şehir değiştirme ve yeni gidilen yerde maddi harcamalar yapılmasının davaya esas eylemle doğrudan bağlantısı ispatlanamadığından maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maddi tazminat isteminin de kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.