MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 25/03/2005 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeni ile tapu iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 20/01/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 26/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraf davalılardan ... vekili Avukat ... geldiler, diğer davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı ile davalı ... tarafından temyiz olunmuştur.Davacı Üniversite, davalı ... ...’in çalışanı iken zimmetine para geçirmesi nedeni ile yargılandığını ve mahkum edildiğini, iş mahkemesinde açtığı alacak davası sonunda 2.500.000,00 TL ödemeye mahkum edildiğini, ancak davalının hakkında soruşturma açıl??r açılmaz taşınmaz mallarının satışı için diğer davalı oğlu ...’a vekalet verdiğini, davalı ...’un annesine ait taşınmazları satıp satış bedeli ile ...’dan villa satın aldığını, esasen villanın davalı ... ...’e ait olmasına karşın alacağını karşılıksız bırakmak için davalı ...’un namı müstear olarak taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini bildirerek taşınmazın tapusunun iptali ile davalı ... ... adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ...'in davacı kurum zararına haksız kazanç elde ettiği, bu haksız kazançlar ile ...'de gelirine münasip olmayan taşınmazlar edindiği, bu taşınmazların bir kısmını oğlu davalı ...'a bedelsiz olarak devrettiği, davalı ...'ın da bu taşınmazları 3. kişilere bedeli karşılığı sattığı, elde ettiği gelir ile dava konusu taşınmazı satın aldığı kabul olunmakla birlikte, davanın sebebinin namı müstear olarak gösterilmesi karşısında, davalı ...'in haksız olarak elde ettiği kazancının bir kısmını oğlu davalı ...'a ivazsız olarak temlik etmesinin ve bu kazancın davalı taşınmazın satım parasının karşılanmasında kullanılmasının, tek başına taşınmazın gerçek alıcısının aslında davalı ... olduğu iddiasının sübutuna yeterli olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin yorumu ve hukuki nitelendirmenin yapılması her somut olayın özelliğine göre 1086 sayılı HUMK’nun 76. maddesi, 6100 sayılı HMK'nın ise 33. maddesi uyarınca hakime aittir. Hakim, tarafların yanlış nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, davanın hukuki niteliğini kendince belirleyip bir sonuca varmalıdır. Somut olayın özelliği itibariyle davacının, davalı ... ...’den olan kesinleşmiş mahkeme hükmüne dayalı alacağının karşılıksız bırakılması amacı ile davalılar arasında danışıklı olarak davalı ...’in parası ile davalı ... adına taşınmaz alındığı iddia olunduğuna göre davanın muvazaa hukuksal nedenine dayandığının kabulü gerekir. Mahkemece de davalılar arasında danışıklı işlem yapılarak davalı ... ... adına tescilli taşınmazların satılıp, satış bedeli ile alınan taşınmazın davalı ... adına tescil edildiği, böylelikle davacının, davalı ... ...’den olan alacağının karşılıksız bırakılması amaçlandığı kabul olunduğuna göre davanın dava dilekçesinde namı müstear olarak nitelendirilmiş bulunmasından dolayı reddi doğru olmamıştır. Somut olayda, davacının eldeki davayı açmaktaki amacı, davalı ... adına tescilli taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteyerek alacağına kavuşmak olduğundan, davacının alacağını almasını sağlayacak biçimde, İcra ve İflas Yasası'nın 283/1. maddesinde yer alan kaydın iptaline gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceğine ilişkin düzenlemeye benzer bir karar verilmesi gerekirken mahkemece dava dilekçesindeki nitelendirme nedeni ile davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine 26/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.