Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5599 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10230 - Esas Yıl 2013
IMAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2012/466-2013/224Davacı M.. Y.. vekili Avukat A. G. tarafından, davalı B.. D.. vd aleyhine 27/07/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, D..Gazetesinin 21/07/2012 tarihli nüshasında ve gazetenin 21-22/07/2012 tarihli www.dengegazetesi.com.tr web adresinde "Yazıcıya yargı şoku" manşeti ile yapılan haberde onur ve şerefinin rencide edildiğini, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalılar, davaya konu yayın ve haberlerin gerçek olduğunu, haberin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını beyanla davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davaya konu haberin veriliş şekli, terkip ve tertip şekli, sunuluş şekli ve yeri, fotoğrafların kullanılma biçimi, yazıda vurgulanan unsur ve temalar beraberce değerlendirildiğinde davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve herbir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan "haber" ve "düşünceler" için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır (Prof.Dr.O. D.-Dr.A.N.; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.36S, Nilsen ve Johnsen [BD] 43).İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir. Gerek Dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin istikrar kazanmış uygulamaları ve haber içeriği incelendiğinde; davacının daha önce yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle cezalandırıldığı ve hakkında bir çok davanın daha bulunduğundan sözedilerek, davacının köşe yazılarında kullandığı kelimeler ile üslubuna ilişkin dava konusu yazının yazıldığı ve içerik olarak eleştiri sınırlarında kaldığı, ifade ve basın hürriyetine aykırı bir durum olmadığı anlaşılmaktadır.Yerel mahkemece açıklanan yönler ve yazının tümü itibari ile eleştiri sınırları içinde kaldığı, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı bulunmadığı gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.