MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/10/2012 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 23/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacının diğer temyiz itirazları yönünden;Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, borcu olmadığı halde davalının hakkında ilamsız takip başlattığını, takibin usulsüz tebligatlarla kendisinin haberi olmadan kesinleştirildiğini, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalının kötüniyetle takip yaptığı ispatlanamadığından kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden; davalı-alacaklının menfi tespit davası açıldıktan sonra takipten feragat ettiği; yine, Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/47 esas, 2010/1045 karar sayılı dosyası ile davalı-alacaklının dava dışı Muhammet İnce ile birlikte sanık sıfatıyla yargılandığı ve ceza davasına esas alınan icra dosyasında ise borçlunun hiç oturmadığı adrese ödeme emri tebligatı çıkarılarak, bu tebligatın dava dışı Muhammet İnce tarafından “iş arkadaşı” sıfatıyla imzalanarak takibin kesinleştirildiği, bu şekilde davacı-katılanın zarar gördüğü kabul edilerek, sanıkların “Memura yalan beyan ve usulsüz tebliğ evrakını alarak gecikme ve zarara neden olma” suçlarından mahkumiyetlerine karar verildiği ve kararın Yargıtay Ceza Dairesi'nce onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu açıktır. Şu halde, İİK'nun 72. maddesi gereğince kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA; (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacının diğer temyiz istemlerinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.