MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 25/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden, pasif husumet yokluğundan reddine, ...'ne karşı açılan davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine dair verilen 01/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız haciz nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden, pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden ise yargı yolu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ... ve vekili ... tarafından, alacak davası nedeni ile vermiş oldukları vekalet ücretini geri almak için, kendisine karşı icra takibi yaptıklarını, İcra Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay tarafından onanması sureti ile kendisine karşı değil, müvekkiline karşı icra takibi yapılması gerektiğinin anlaşıldığını, icra takibi kapsamında, avukatlık bürosuna hacze gelindiğini, eşyalarının haczedildiğini, davalıların haksız olarak haciz işlemini gerçekleştirdiklerini belirterek oluşan manevi zararının tazminini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı ... yönünden, Anayasa 129/5 maddesi gereğince pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı TMO Genel Müdürlüğü yönünden ise yargı yolu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacı icra takibinden ve haksız hacizden kaynaklanan zararını talep etmiş olup davanın konusu adli bir işlemden kaynaklanmaktadır. Adli bir işlemin yerine getirilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın, görüm ve çözüm yeri idari yargı olmayıp, adli yargıdır. Genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, davalı TMO yönünden yerinde olmayan yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir.Yine, Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinden, davalı ...'un salt kişisel kusuruna dayanıldığından bu davalı ile de ilgili olarak işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.