MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 29/03/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, trafik kaydına güvenerek dava dışı şahıstan satın aldığı aracına satın aldıktan 12 yıl sonra ceza mahkemesi tarafından verilmiş müsadere kararı olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, aracın trafik kaydında bu yönde bir şerh olmadığını, kayda güvenerek aracı satın aldığını iddia ederek, uğradığı zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.Davalılar, davanın zamanaşımı süresi dolduğundan ve esastan reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, İdare Mahkemesi'nin 2008/1789 esas sayılı dosyası ile 25/11/2008 tarihinde açılan dava tarihinden itibaren, hatta davanın süre nedeniyle reddine ilişkin kararın davacıya tebliğ edildiği 21/01/2009 tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde bu davanın açılmamış olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davaya konu araç hakkında İskenderun Ağır Ceza Mahkemesi 1995/41 esas, 1996/45 karar sayılı dosyası üzerinden müsadere kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davacı sözkonusu aracı, 19/07/1996 tarihinde satın almış olup o tarihte araç kaydında tedbir ya da müsadereye dair herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Ceza mahkemesi kararından ve davacının satın almasından 12 yıl sonra araca davacı kullanımında iken, 29/07/2008 tarihinde müsadere kararı gereği fiilen el konulmuştur. Davacı sonrasında İdare Mahkemesi 2008/1789 esas 2008/1869 karar sayılı dosyası üzerinden idari işlemin iptali isteminde bulunmuş mahkemece 29/07/2008 tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirilerek 25/11/2008 tarihinde dava açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine, davacı tarafından İdare Mahkemesi 2009/342 esas 2009/763 karar sayılı dosyası ile 05/03/2009 tarihinde açılan ve aynı araca ilişkin olarak 12.800,00 TL tazminat bedelinin ödenmesi istemine ilişkin davada verilen yetkisizlik kararı üzerine, dosya İdare Mahkemesine gönderilmiş, İdare Mahkemesi'nin 2009/690 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda 24/02/2010 tarihli kararla davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ve karar taraflara 16/03/2010 tarihinde tebliğ edilmiştir.Şu halde; davacının Ankara 9. İdare Mahkemesinde açmış olduğu dava tarihi olan 05/03/2009 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi henüz dolmadığından davacı alacağını talep etmekte haklıdır. Mahkemece, işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle red kararı verilmesi doğru olmamış, kararın işin esasına girip karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.