MAHKEMESİ : Van Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/09/2013NUMARASI : 2010/918-2013/1065. Davacı S.. S.. vekili Avukat A..Ç..tarafından, davalı K.. M.. aleyhine 07/06/2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen 27/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı K.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, yol yapım çalışmaları sırasında sulama kanalına zarar verildiğini, bu nedenle ürünlerini sulayamadığını belirterek zararının giderilmesini istemiştir.Dosya kapsamından; dava konusu edilen zararın, davalı idarenin kamu hizmeti kapsamındaki yol yapım çalışmaları sırasında gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Kamu hizmetini sunmak ve bu anlamda gerekli hazırlıkları ve denetimi yapmak (içme suyu, bina, park, kaldırım yapma, yol vs.) belediyelerin belediye kanunundan doğan görevleri olup, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare'nin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Bu koşul HMK'nun 114 md. de düzenlenen dava şartlarındandır. Re'sen gözetilebileceği gibi yargılamanın her aşamasında taraflarca da ileri sürülebilir.Diğer yandan, İdari Yargılama Usulu Kanunu gereğince de idari yargı yerinde tam yargı davası açılmadan doğrudan icra takibi yoluyla alacağın tahsiline girişilmiş olması da doğru değildir. İtiraz üzerine itirazın iptali davası açılması da genel mahkemeleri görevli hale getiremez. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası çözümlenerek yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 20/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.