MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/01/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 28/04/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı asil ... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;Dava, İİK'nın 5. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından, dava dışı alacaklı tarafından, davacı aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında, davacıya ait aracın 16/04/2002 tarihinde haczedilerek yediemine teslim edildiği, aracın satışına ilişkin ihalenin, İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2002/730 esas sayılı dosyası üzerinden 26/02/2003 tarihinde feshine karar verildiği ve kararın 10/03/2003 tarihinde kesinleştiği, icra dosyasında yeniden satış isteminde bulunulmadığı, İİK'nın 106. ve 110. madde hükümleri uyarınca haczin düştüğü, ancak aracın yedieminde kalmaya devam ettiği, davacı tarafından 07/04/2011 tarihinde icra müdürlüğüne verilen dilekçe üzerine yapılan tespitte, davaya konu aracın da, teslim edildiği yediemin otoparkının da yerinde bulunamadığı anlaşılmıştır. Dosyada mübrez bilirkişi raporlarında; davaya konu aracın dava tarihi itibari ile rayiç değeri ve aracın haczedildiği 16/04/2002 tarihi ile eldeki davanın dava tarihi olan 10/01/2012 tarihi arasındaki kiralama bedeli hesaplanmıştır. Mahkemece, vergi kayıtlarına göre davacının işe başlama tarihinin 08/02/1995, terk tarihinin ise 30/04/2003 olduğu, bu tarihten sonra davacının çalıştığının ispat edilemediği, bilirkişi tarafından hesaplanan bedelin kısmen kabul edilmesi gerektiği belirtilerek; aracın dava tarihindeki rayiç değeri ile 2002 ve 2003 yıllarına ilişkin kira bedeline hükmedilmiştir. Haciz tarihinde yürürlükte bulunan İİK'nın 106. ve 110. madde hükümleri uyarınca; taşınır mallarda satış isteme süresi hacizden itibaren bir sene olup, malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Satış isteme süresi boyunca taşınır malın, yediemin nezdinde muhafaza edilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Mahkemenin kira bedeline hükmettiği dönem, satışın henüz düşmediği, diğer bir deyişle araç üzerindeki haczin devam ettiği dönemdir. Satışın düştüğü tarihten dava tarihine kadar olan dönem yönünden ise, vergi kayıtlarına göre davacı ticareti terk etmiştir. Açıklanan nedenle kira bedeline hükmedilmesi doğru değildir. Davacı yalnızca aracın dava tarihi itibari ile rayiç bedelini talep edebilir. Kira bedeline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bu istemden de davalının sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.3- Davacının diğer temyiz itirazına gelince; davacı, dava dilekçesinde faiz isteminde bulunmamış, 12/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminatlara yasal faizi yürütülmesini talep etmiştir. Mahkemece, ıslah dilekçesinde yazılı faize ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Islah, dava dilekçesinde yapılan bir değişiklik olduğundan, ıslahla faiz talep edilebilir. Davacının ıslah dilekçesi ile hükmedilecek tazminata faiz yürütülmesi yönündeki istemi ve davaya konu aracın rayiç değerinin, dava tarihi itibari ile hesaplanmış olması hususları dikkate alınarak, hükmedilecek maddi tazminata, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmelidir. Mahkemece faiz isteminin reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına, (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı Bakanlık yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.