MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/08/2007 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.Davacı, alacaklı olduğu borçlusunun ... nezdindeki alacaklarına haciz ihbarnameleri sonucu konulan hacizlerin icra memurunca usulsüz olarak kaldırılması, dava dışı kişinin temlik gereği hacizde sıraya konulması ve haciz tarihlerinin değiştirilmesi sonucu alacağını alamadığından zarara uğradığını belirterek İ.İ.K.'nun 5. maddesi gereğince tazminat istemiştir.Davalı vekili, davalı idarenin olayda herhangi bir kusurunun olmadığını, adam seçmede de kendisine düşen özen gösterme kuralına riayet etmiş olduğunu, görevli icra memurlarının bir kusurunun bulunmamakta olduğunu, davacının gerçek zararının henüz sübut bulmamış olduğunu, ayrıca alacağını başka yollarla da tahsil etme imkanının mevcut olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, icra müdürünün kusurlu bir eyleminin olmadığı, davacının zararının kendi kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki belgelerden, davacının haciz ihbarnamelerine dayalı olarak borçlunun ...nde bulunan alacaklarına birleşen dosyalarla haciz koydurduğu, birleştirme kararının İcra Tetkik Merciince iptali üzerine ayrılan dosyalardaki hacizlerin DSİ ye bildirilmediği, davacı vekilinin bu yöndeki talebinin icra müdürlüğünce ret edildiği, mahkeme kararı ile bu yanlışlık giderilerek ayrılan dosyalardaki haciz tarihi 05/09/2002 olarak belirlendiği, bu rağmen sonrasında haciz tarihinin memurlukça değiştirildiği bu yanılgının da mahkeme kararı ile düzeltilmesine rağmen haciz tarihlerindeki değişiklik nedeniyle yapılan yazışmalara rağmen davacının borçlunun ... nde bulunan istihkakından alacağını tahsil edemediği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda oluşan zarara icra müdürlüğünün hatalı işlemlerinin yol açtığı sabittir. Mahkemece davacı tarafın asıl borçludan tahsil ettiği bedelin olup olmadığı araştırılarak, varsa nazara alınmak kaydıyla davacının uğramış olduğu zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.