MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 12/11/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ... yönünden idari yargı görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine dair verilen 01/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının, davalı ...'na yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının davalı ...'na yönelik temyiz itirazlarına gelince: Dava, kamu görevlisinin kusuru sonucu uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararın kamu görevlisi ve idareden tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece; davalı ... yönünden idari yargı görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine, davalı ... yönünden istemin reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edimiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen somut olayda; ...'nda doktor olan davalının, tedavi sırasında yapmış olduğu iddia olunan haksız eylemi nedeniyle manevi tazminatla sorumlu tutulması istenmiştir. Şu durumda, yerel mahkemece kamu görevlisi olan davalı hakkında, taraf sıfatı bulunmadığından, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.