Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5021 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4996 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 19/07/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik hakkına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 13/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı adına gelen olmadı. Karşı taraftan davalılar vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, kardeşi olan davalıların daha önce açtıkları vasi tayini davası reddedilmiş ve onanarak kesinleşmiş olduğu halde, aynı nedenlerle yeniden vasi tayini davası açarak kişilik hakkına kötü niyetli olarak saldırdığından manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme, tarafların hisseli taşınmazları ve kira gelirleri olduğunu, davalıların ortak menfaatlerinin korunması amacıyla vasi tayini davası açmakla yasal haklarını kullandıklarını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların kardeş ve hisseli taşınmazları olduğu, davalıların 2005/294 Esas sayılı dava ile davacının vesayet altına alınmasını istedikleri, bu davanın alınan tıbbi raporlara göre davacının akıl hastalığı bulunmaması ve israf ve savurganlığına dair kesin deliller elde edilememesi nedeniyle reddedilip, Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, davalıların bu kez 2010/262 Esas sayılı dosya ile davacının vesayet altına alınmasını istedikleri mahkemece bu istemin de reddedildiği, Yargıtayca bu red kararının gerekli inceleme yapılmadan eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle bozulduğu ve fakat yerel mahkemenin bu karara direndiği anlaşılmaktadır. Dava, ikinci kez açılan bu vasi tayini kararına dayalı olup bu davanın sonucu belli değildir. Şu durumda yerel mahkemece ikinci kez açılan davanın kesinleşmesinin incelenmesi ve varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.