MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 15/12/2010-03/02/2011 gününde verilen dilekçeler ile rücuan tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi ... dışındaki davalılar ile duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asiller ..., ..., ..., ... , ... ve ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş; kararı davalı ... dışındaki taraflar temyiz etmişlerdir.a)Davacı, emniyet görevlisi olan davalıların gözaltındaki kişilere kötü davranmaları nedeniyle idare mahkemesinde ilgili kişilere ödediği tazminatın rücuan, haksız fiil faili olan davalılardan tahsili için eldeki davayı açmıştır.Davalı taraf, kötü muamelede bulunulmadığını, görevli olma nedeniyle sorumlu tutulmanın yersiz olduğunu, kusurun bulunmadığını ceza dosyasındaki mağdur beyanlarına göre davanın reddi gerektiğini, ceza dosyasının hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile neticelendiğini, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkeme bilirkişi incelemesi yaparak davacı idarenin icra dosyaları gereği ödediği bedel üzerinden davayı kısmen kabul etmiştir.Dava, rücuan tazminata ilişkin olup davacı idare önceki idari dava sonucu ödediği bedeli istemektedir. İdare mahkemesinde görülen davada davalılar davalı olarak yer almadıklarına göre iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faiz, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalıların payına düşen kısmıdır. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalıların eylemi arasında uygun sebep-sonuç bağı yoktur. Şu durumda mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanarak reddinden ibarettir. Bu ilkelere aykırı düşecek biçimde icrada ödenen miktarın tümüne hükmolunması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.b)Davacı ödediği tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuunu istemiş ve yerel mahkeme de müteselsilen tahsile ilişkin karar vermişse de, rücuda teselsül olmayacağı ilkesi ile dava konusu eylemlere davalıların birlikte katıldığı gözetilerek her bir alacak için sorumlu davalıların müteselsilen değil, eşit olarak tazminatlardan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi de bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle ... dışındaki davalılar yararlarına BOZULMASINA, davalıların diğer, davacının tüm temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.