Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5007 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5512 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Kapanan Kadıköy 3)Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/10/2009 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 22/10/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, muris muvazaası nedeni ile tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, annelerinin son zamanlarında bilincinin yerinde olmadığını, davalı kardeşinin bu dönem içinde annesinin bankada bulunan parasını kendisi ile müşterek hesaba çevirdikten sonra tümünü çekip taşınmaz mal edindiğini, davalının paranın tümü üzerinde tasarruf hakkı olmayıp başta annelerine, mirasçısı sıfatı ile de kendisine karşı borçlu durumda olması nedeni ile bankadaki paranın yarısının kendisine ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tarafların miras bırakanının fiil ehliyetine sahip olup, şahsi hesabındaki parayı davalı ile ortak hesaba aktarması ve davalıya para üzerinde tek başına tasarruf yetkisi vermesinin bağış niteliğinde bulunduğu, taşınır mal niteliğindeki paranın bağışlanması için bir şekil şartı bulunmadığından tasarrufun geçerli olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, tarafların miras bırakanının şahsi hesabındaki parayı, fiil ehliyetine sahip şekilde davalı oğlu ile müşterek hesaba aktardığı anlaşılmaktadır. Müşterek hesapta, hesap sahiplerinden her biri, hesabın yarısı üzerinde kendi adına, diğer yarısı üzerinde ise hesabın diğer sahibi adına vekil sıfatı ile tasarruf hakkına sahiptirler. Şu durumda, murisin vefat tarihinden kısa bir süre önce, şahsi hesabının tümünü davalının hesabına aktarmak yerine davalı ile ortak hesaba çevirmesindeki amacının taşınır mal niteliğindeki paranın yarısını davalıya bağışlamak olduğu sonucuna varılmalı ve murise ait olan diğer yarısı üzerinden davacının miras hissesine isabet eden tutarın davacıya ödetilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.