Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4989 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9734 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2010/750-2013/169Davacı S.. K.. vekili Avukat İ.. C.. tarafından, davalı A.. U.. aleyhine 10/12/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:a-Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı, site yönetici olduğunu, site yönetim kurulu toplantısı sırasında davalının tartışma başlattığını, kendisine hakaret ederek ittiğini ve yere düşünce vücudunda kırık oluştuğunu beyanla uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.Davalı, böyle bir eylemi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş ayrıca süresi içerisinde karşı dava açarak bu olay nedeni ile ilk defa adliyelik olduğunu, bu durumun psikolojisini bozduğunu iddia ederek manevi zararın tazminini talep etmiştir.Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden ise harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.Dosya içeriğinden; davacının emekli olduktan sonra da marangozluk yapmaya devam ettiği anlaşılmakta olup davacının olay tarihinde ne kadar gelir elde ettiğinin Esnaf ve Sanatkarlar Odası'ndan sorularak maddi tazminatın buna göre belirlenmesi gerekirken salt vergi dairesine bildirilen matrah ile ekonomik ve sosyal durum araştırmasına dair tutanakta bildirilen gelir arasında çok büyük fark olduğu gerekçesiyle asgari ücret esas alınarak zarar hesabı yapılması usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.b-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim şekli, davacının bacağında femur kırığı oluşması ve yaralanma derecesi ile yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat azdır, daha üst düzeyde tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.3-Davalı- karşı davacının temyiz itirazlarına gelince;Davalı-karşı davacı, süresi içerisinde karşı dava açmış ancak gerekli harcı mahkeme veznesine depo etmemiştir, dosya kapsamından kendisine bu konuda herhangi bir ihtarat yapılmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 115/2. maddesine göre, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmelidir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse dava, dava şartı noksanlığından reddedilebilecektir. Yerel mahkemece, davalı-karşı davacıya belirtilen eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeden açılan davada karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş ve kararın belirtilen şekilde işlem tesis edilmek üzere bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davacı-karşı davalı yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı- karşı davacı yararına BOZULMASINA, (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.