Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4985 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5679 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2003/1206-2012/594Davacı A.. Y.. vekili Avukat B.. Ö.. tarafından, davalılar B.. A.. vdl. aleyhine 20/10/2003 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Vatan Gazetesi'nin 20/06/2003 günlü sayısı 22. sayfasında "32 kişiden hesap soracağım" başlıklı yazıda davacı ve eşinin bir davette "....Şubatta başkanlığı bırakıp benimle uğraşanlardan hesap soracağım, elimde 32 kişilik uzun bir liste var, hepsini evlerinden aldıracağım..." şeklinde ifadede bulunulduğunun yazıldığını, 07/07/2003 tarihli sayısında "Beni Başkan Dövdürttü" başlığı altında 14/12/1999 tarihinde Rüştü'ye yapılan saldırının davacının talimatıyla yapıldığının yazıldığını, 15/07/2003 tarihli vatan gazetesinde "Ş.. Abi Bilir" başlığı altında hakkında dava açılan 07/07/2003 tarihli haber içeriğinin R.. R.. tarafından yalanlanmasına rağmen haberin doğru olduğunun yeniden ve kaynak gösterilmeksizin ileri sürüldüğünü, yayınlarda yer verilen ifadelerin kişilik haklarına saldırı içerdiğini iddia ederek uğranılan zararın davalılardan tazminini talep etmiştir.Davalılar, öz itibarıyla haberde yer alan olayın gerçeğe uygun olarak aktarıldığını, dava konusu yapılan haberin güncel olup, yayınlanmasında kamu yararının bulunduğunu, habere konu olay ile ifade ediliş arasında fikri bağ öğelerinin titizlikle korunduğunu beyanla, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olan olayda; yayın tarihi, olayın gelişim şekli ve yayın içeriği ile yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında hükmedilen manevi tazminat fazladır, daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.