MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/04/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile aralarında önceye dayalı husumet olduğunu davalının kötü niyetli olarak kendisi hakkında savcılığa değişik tarihlerde şikayet dilekçeleri verdiğini bu durumun kendisi için katlanılmaz bir hal aldığını beyanla, uğranılan manevi zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, şikayetinde haklı olduğunu belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece; davalının şikayetine konu olaylarda zayıfta olsa emare olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmış, 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı düzenlenmiştir. BK’nun 49. maddesinde ise kişilik haklarına yapılan saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz.Davaya konu olayda; davalı şikayet hakkını yasal sınırları içerisinde kullanmamış davacı hakkında birbiriyle çelişir mahiyette verdiği dilekçelerle artık yasal bir hakkı kullanmaktan öte amaçlar taşır şekilde başvurularda bulunmaya başlamıştır, davalının bu eylemi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup davacı lehine, kişilik haklarına haksız saldırı nedeni ile manevi tazminat takdiri gerekirken talebin reddi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.