Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4953 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9366 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Elmadağ Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/19-2013/30 Davacı N.. A.. vekili Avukat M.. Y.. tarafından, davalı S.. O.. aleyhine 17/01/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, aralarında husumet bulunan davalının kendisine market içerisinde hakaret ettiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, iddianın asılsız olduğunu, hakaret içerikli bir beyanda bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının, davacıya sarf ettiği sözlerin hakaret içerikli olduğu, kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği benimsenerek, tazminat isteminin kısmen ödetilmesine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davacının torunu ile davalının oğlunun birbirlerinden boşandıkları, bu nedenle taraflar arasında husumet meydana geldiği, ayrıca; davalının, davacıdan alacaklı olduğunu, bu alacağının ödenmediğini iddia ettiği, olay tarihinde tarafların market içerisinde karşılaştıkları, alacak meselesinden dolayı aralarında sözlü tartışma yaşandığı anlaşılmaktır.Davalının, yukarıda anılan meselelerden dolayı husumetli olduğu davacıya hitaben sarf ettiği sözlerin yaşadığı bir takım sorunları dile getirmek amacına yönelik olduğu, sert eleştiri mahiyetindeki bu sözlerde hukuka uygunluk sınırları aşılmadan, eleştiri hakkının kullanıldığı, doğrudan hakaret oluşturacak bir ifadenin de bulunmadığı kabul edilmelidir. Diğer yandan, ceza mahkemesince davalı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı da, hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir.Şu halde, dava konusu ifadenin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı ile tarafların içerisinde bulundukları ruh hali dikkate alındığında, kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir durum bulunmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.