MAHKEMESİ : Ayvalık Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2012/552-2013/277Davacı N.. N.. vekili Avukat M.. L.. tarafından, davalı K.. B.. aleyhine 29/06/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davalının temyiz harç ve masraflarına ilişkin adli yardım talebinin 6100 sayılı HMK'nun 336/3. maddesi gereğince kabulüne karar verildikten sonra temyiz incelemesine geçilmiştir.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının sahibi ve yazı işleri müdürü olduğu yerel gazetenin 29.05.2012 ve 05.06.2012 tarihli yayınlarında, kişilik haklarına saldırı niteliğinde haberler yapıldığını belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, dava konusu haberlerde hakaret içerikli bir ifadenin bulunmadığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu yayınlarda kullanılan bir kısım ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği benimsenerek, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası'nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur. Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır. Dosya kapsamından; davacının Ayvalık İlçesi Kaymakamı olarak görev yaptığı dönemde A.... isimli sivil toplum kuruluşunun başkanlığı görevini de üstlendiği, bu kapsamda ilçeyi tanıtma maksadıyla yurt içi ve dışı seyahatlarda bulunduğu, Berlin Fuarı için ayarlanan uçak bileti giderinin birlik tarafından, diğer seyahat ve konaklama giderlerinin Bakanlık tarafından karşılandığı, ilçeyi tanıtım filmi çekim işinin İstanbul menşeli bir firmaya ihale edildiği anlaşılmaktadır.Dava konusu haberlerde genel olarak, ilçenin birçok somut sorununun bulunmasına rağmen davacının bunlarla ilgilenmeyerek kendisini ilçeyi tanıtmaya adadığı, gezip dolaştığı, halktan toplanan paraları gereksiz yere harcadığı, ihale dağıtımında ilçe esnafından yana tavır almadığı ifade edilmiştir.Yerel düzeyde çıkartılan gazetede ilçe halkının ilgisini çekecek nitelikte bulunan bu konuları davalı, kişisel değer yargıları ve görüşleriyle birlikte dile getirmiştir. Davacının Ayvalık Kaymakamlığı yapmış bulunmasından dolayı kendisine görevi ve yerine getirdiği icraatlarıyla ilgili eleştirilerde bulunulmuştur. Kamu görevlilerinin görevlerinden dolayı yapılan eleştirilere karşı daha esnek davranmaları, ağır eleştirilere açık olmaları gerekir. Öte yandan, dava konusu yazıların, demokratik toplum düzenlerinde meşru sayılabilecek nitelikte olduğu ve sivil denetim içerdiği, bu haliyle ifade özgürlüğü kapsamında kaldığından davacının kişilik haklarına saldırı olmadığının kabulü gerekir.Şu halde, mahkemece, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında kalan yazılardan dolayı açılan davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.