Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4891 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5983 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/05/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacıların diğer temyiz itirazına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddine ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, cep telefonlarına davalının hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini, bu nedenle davalının cezalandırıldığını, çalıştığı işyeri müdürünü araması nedeniyle de işten çıkarıldıklarını ve işsiz kaldıklarını belirterek uğradıkları maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuşlardır. Davalı ise, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, maddi tazminat isteminin kanıtlanamadığından reddine, davalının eylemi nedeniyle davacıların manevi zarar gördüğü kabul edilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda; davalı tarafından yazılan mesajlardaki sözlerin ağırlığı, olay tarihi ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar yararına daha yüksek seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.