Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4868 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16546 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 09/03/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazına gelince;Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalılardan ... hakkındaki istem husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş; diğer davalılar hakkındaki istemin bir kısmı kabul edilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, kazaya neden olan araç kayıt malikini, sürücüsünü, aracı teşebbüs ünvanı adı altında işleten otobüs şirketi ve sigorta şirketini davalı göstererek, trafik kazasında desteklerinin ölümü nedeniyle uğradıkları zararın müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişlerdir. Davalılar, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davalı ...'a yöneltilen davanın, işleten sıfatı bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara yöneltilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamı ile ceza dosyası içerisindeki ruhsat fotokopisi ve sigorta poliçesi de dikkate alındığında, davalı ...'ın araç maliki olduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen davalı, aracın işleteni olmadığına dair herhangi bir savunma, delil ve belge de ibraz etmemiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesi hükmüne göre, başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğunu ispat edemediği takdirde, kayda göre araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralanması, ariyeti veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi; işletendir. Karayolları Trafik Kanunu 85. maddesindeki; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” biçimindeki düzenlemeye göre ise, işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Şu halde, davalı ...'ın araç kayıt maliki olarak işleten olmasından dolayı, davalı teşebbüs sahibi ... Şirketi ve diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, hukuki sorumluluk ve mahiyetleri birbirinden farklı olduğu halde, davalı ... ... Şirketi'nin kazadan sorumlu tutulup, davalı ... yönünden işleten olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.