MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/03/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacılar; mülkiyeti davalı idareye ait olan oteli, asıl kiralayan ...'a vekaleten işletmekte iken, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre davalı idare tarafından cebren tahliye edildiğini, eşyaların özensiz bir şekilde depoya kaldırılmasından dolayı kullanılmaz hale geldiğini belirterek, uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir. Davalı, usul ve esas yönünden hukuka aykırı olan davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, davacılara ait otelin, davalı idare tarafından tahliye edilmesi esnasında, eşyaların gelişi güzel depoya kaldırılmasından dolayı kullanılmaz hale geldiği, zarar gördüğü kabul edilerek, bilirkişi görüşüne göre, eşya bedeline ilişkin davanın kabulüne, mahrum kalınan kar ve manevi zararın tazminine ilişkin davanın ise yasal koşullar oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere yaptığı işlemler de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. Davacılar, işletmekte oldukları otelin, davalı İl Özel İdaresi tarafından, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre cebren tahliye edilmesi esnasında, özensiz davranılmasından dolayı eşyaların kullanılmaz hale geldiğini, zarar gördüğünü ileri sürerek davalı İl Özel İdaresinin hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandığına göre, bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerekir. Bu davalara bakma görevi İdari Yargı yerine aittir. Şu halde; yerel mahkemece, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.