Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4824 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4814 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı Adalet Bakanlığı aleyhine 08/02/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, icra memurunun kusurlu eylemi iddiasıyla uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.Davacı, İcra Müdürlüğü'nün 2006/8963 esas sayılı dosyasında kefil sıfatıyla borçlu olduğunu, anılan dosyadan İcra Müdürlüğü'ne yazılan talimat sonucu hisseli tarlasının ihale ile satıldığını, usul ve yasaya aykırı ihalenin feshi amacıyla açtığı davanın İcra Hukuk Mahkemesi'nce kabul edilerek ihalenin feshine karar verildiğini, icra müdürlüğünün ihalenin feshi davası açılmasına rağmen tarlanın tapusunu ihale alıcısının üzerine geçirmesi için işlem yaptığını, ihale alıcısının da tarlayı üçüncü kişiye sattığını bu sebeple zarara uğradığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir.Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, her ne kadar İcra Mahkemesi'nce ihalenin feshine karar verilse de, davacının ihalenin feshi davasının açılması için gereken hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığı, bu sebeple zararın doğmasına davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, İcra Mahkemesi tarafından ihalenin feshine karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği, dolayısıyla kesinleşmiş mahkeme kararıyla ihalenin feshine hükmedilmesi karşısında ihalenin feshi davasının süresinde açılmadığının kabulü doğru görülmemiştir. Kaldı ki ihalenin 27/05/2011 tarihinde yapıldığı, ihalenin feshi davasının ise 02/06/2011 tarihinde yani süresinde muhabere yoluyla açıldığı, Ankara Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi Hakimliği'nin dava dilekçesi üzerindeki havalesinin gözden kaçırıldığı, dava açılma tarihi olarak sehven Konya adliyesinde çıkarılan tevzi formu üzerindeki tarihin esas alındığı göz önüne alındığında, davanın süresinde açılmadığının kabulü dahi doğru değildir.Şu durumda, mahkemece işin esasına girilerek zarar olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.