MAHKEMESİ : Körfez Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/12/2012NUMARASI : 2010/832-2012/933Davacı Y.. G.. tarafından, davalılar İ.. B.. vdl aleyhine 12/11/2010 gününde verilen dilekçe ile araç satışının iptali ile tescil talebi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı İ.. B.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, sahte belgelerle yapılan noter satışının iptali ve tescil talebi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılardan İ.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 34...... plakalı Hundai Accent Era marka aracını sözleşme ile kiralanmak üzere Rent a car şirketine bıraktığını, aracın davalılardan H.. K.. ismine düzenlenmiş kimlik bilgileri ile kiralandığını, kiralayan şahsın kendi kimlik bilgilerini kullanarak aracı sahte belgelerle davalılardan İ.. B..'a noter satış sözleşmesi ile devrettiğini belirterek, araç satış sözleşmesinin iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dosya kapsamında bulunan bilgilere göre aracın davalılardan İ.. B..'a sahte belgelerle satıldığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile araç satış sözleşmesinin iptaline, aracın davacı adına tescili hususunun Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'ne bildirilmesine karar verilmiştir.Türk Medeni Kanunu 988. maddesi; bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur hükmünü öngörmektedir.Bir malın zilyedi, onu başkasına emanet etmiş olmayıp, çaldırma, gasp, unutma gibi bir sebeple elinden çıkarmış bulunuyorsa, 3. şahıs böyle bir malı iyiniyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabı geçerli değildir. Gerçekten Medeni Kanunun 902/1. maddesi bu hususta gayet açıktır. Yedinden sirkat olunan veya kendisi tarafından kaybedilen veya rızası olmaksızın diğer herhangi bir suretle elinden alınan bir menkulün zilyedi beş sene müddet zarfında istihkak davası ikame edebilir.Görülüyor ki kanun iyi niyetin korunması hususunda, emaneten bırakılan mallarla, sahibinin elinden rızası olmadan çıkan mallar hususunda bir ayırım yapmıştır. Bu ayırım şu düşünceye dayanmaktadır; malı başkasına emaneten bırakan kimse az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir. Oysa bir malı rızası olmadan elinden çıkaran kimsenin böyle bir riske önceden katlandığı söylenemez. Böyle olunca, bir malı iyiniyetle iktisap eden 3. şahsın menfaati, malı emaneten veren kimsenin menfaatine tercih edilmekte, rızası olmadan malını elinden çıkaran kimsenin menfaatine ise feda edilmemektedir. Sahibinin elinden rızası olmadan çıkan bir şeyi, iyiniyetli 3. şahıs bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs, gerekse daha sonraki müktesipler aleyhinde açacağı iade davasını kazanabilmesi şöyle bir şarta bağlanmıştır; Böyle hallerde, iyiniyetli 3. şahsın bu malı iktisap etmesi için verdiği bedel, iadeyi isteyen davacı, yani asıl mal sahibi tarafından ona iade edilmelidir. Eğer bu şart yerine getirilmezse, hakim, asıl mal sahibinin açacağı iade davasını kabul edemez. Hukuk Genel Kurulunun 25/09/2002 tarih, 2002/4-608 Esas, 2002/643 Karar sayılı ilamında da aynı hususlara değinildiği görülmektedir. Somut olayda, davacının aracını rızası ile kiralama şirketine bıraktığı, aracın sahte belgelerle davalılardan İ.. B..'a satıldığı, iyiniyetli olduğunu ileri süren İ.. B.. tarafından davacı Y.. G.. aleyhine Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/915 Esas sayılı dosyasında semenin iadesi davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, her iki dosya arasında hukuki irtibat bulunması ve davaların beraber görülmesi gerektiği gözetilerek, her iki dosyanın birleştirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılardan İ.. B..'ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.