Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4712 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3432 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/09/2013NUMARASI : 2011/201-2013/271Davacı M.. D.. vd vekili Avukat S.. E.. tarafından, davalı İçişleri Bakanlığı vd aleyhine 08/07/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davalılardan, İçişleri Bakanlığı'nın temyizi açısından;Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, hırsızlık suçu nedeniyle göz altına alındıklarını, davalılardan jandarma çavuşu olan M.. D..'nın, kendilerine işkence ettiğini belirterek manevi tazminat talep etmişlerdir.Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalılardan İçişleri Bakanlığı bir kamu tüzel kişiliği olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. Somut olayda, idare memurunun işkence yaptığı iddia edilmiştir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasının çözümlenmesi usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktır. Karar açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.2-Davalılardan M.. D..'nın temyizi açısından;Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda, memur olan davalının görevini yerine getirirken işkence yaptığı iddia edilerek, manevi tazminat istemiyle dava açıldığına göre, Anayasanın 129/5. maddesi gereğince kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek, davanın husumetten reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştirSONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıdaki (1 ve 2 nolu) bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalı M.. D..'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.