MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/11/2012NUMARASI : 2010/226-2012/461Davacı T.. E.. vekili Avukat A.. B.. tarafından, davalı A.. A.. aleyhine 19/04/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar; davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu yazıların davalı yazar tarafından, V.. Gazetesi'nde ve gazetenin internet sayfasında 26/08/2008 tarihinde "B.. A.. - T.. E.. İlişkisi" ve 10/11/2008 tarihinde "SPK Başkanı'nın Tekzibini Tekzibimdir" başlığıyla kaleme alındığı, "Barış Akgül- T.. E.. İlişkisi" başlığıyla kaleme alınan yazıda özetle; "...SPK ile B..A..'ün ilişkisi bu boyutta olunca, ister istemez SPK'da işi olan T.. E..'un kankileri A..'lerin yolunu tutuyor ve işleri halloluyor. Diyelim ki bir şirket SPK tarafından incelemeye alındı. Uzmanlar inceleme sonucunda olumsuz rapor hazırladı. T.. E.. ise olumu bitmesini istiyor. Uzmanların olumsuz raporunu incelemesi için B.. A..'e havale ediyor. B.. A..'ün başında olduğu Hukuk İşleri Dairesi'de uzman görüşünün aksine rapor veriyor ve SPK Başkanı T.. E.. rahatlayarak o işi kapatıyor. Oh ne güzel iş..B.. A.. bu ara T.. E.. adına başka bir görev üstlenmiş. Mart'ta görev süresi dolacak Erol'un yeniden atanmasını sağlamak için muhtemel rakipleri olan kurul üyelerinden bazıları ile ilgili bilgi toplamak ve gerektiğinde sızdırma iddiası var. Bunlar doğru mu değil mi zaman gösterecek..." ifadelerine yer verildiği, "SPK Başkanı'nın Tekzibini Tekzibimdir" başlığıyla kaleme alınan yazıda ise özetle "...SPK'ya şikayet edilen şirketin avukatlığını yapan B.. A..'ün babası emekli Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Av. A.. A.., aynı zamanda devlet memurluğundan yargı kararı ile atılan SPK Başkanı T.. E..'un da eşinin davasını arkadaşlarıyla birlikte takip etmişler..." ifadelerine yer verildiği, anlaşılmaktadır.Davacı, tamamen gerçek dışı olan grift ve çok boyutlu ilişki iddiaları ile yapılan gerçeğe aykırı yayın nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı ise, davaya konu yazılarda davacıya ilişkin olarak küçük bir bölümün yer aldığını, SPK içerisindeki aksaklıkların ve yanlışlıkların kamuoyuna aktarıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; dava konusu 26/06/2008 tarihinde kaleme alınan "SPK'da B.. A.. -T.. E.. ilişkisi" başlıklı yazıda; "...SPK ile B.. ve A..A..ilişkisi bu boyutta olunca ister istemez SPK'da işi olan T.. E..'un kankileri A..'lerin yolunu tutuyor ve işleri de halloluyor" şeklinde ifade kullandığı, yazının bu bölümü değerlendirildiğinde SPK Başkanı olan davacının kurumunda çalışan yetkili ve babası aracılığıyla yasal olmayan yollarla işleri hallediyor izlenimini verdiği, bu yönüyle eleştiri boyutunun aşılarak kişilik haklarına saldırı boyutuna ulaştığı, dava konusu 10/11/2008 tarihli yazıda ise SPK'da Hukuk İşleri Daire Başkanı olan dava dışı B.. A..'ün göreve getirilmesinin mevzuata aykırı olduğu, yasal şartları taşımadığının belirtildiği, yazının bu haliyle kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı belirtilerek, 26/06/2008 tarihli yazı nedeniyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer 10/11/2008 tarihli yazı nedeniyle ise istemin reddine karar verilmiştir.Basının haber kaynağını açıklamak ve maddi gerçekliği kanıtlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır bu yönüyle özgürdür ancak haber yapmak basının görevidir ve bu bağlamda da evrensel insan hakları çerçevesinde basın yasasında belirlenen ilkelere uymak zorunluluğu bulunmaktadır. AİHS'nin 10. maddesi hükümleri kamu yararını ilgilendiren genel yarara ilişkin bir durumda ifade özgürlüğünün sınırlanmasına çok az yer bırakmaktadır. Basına siyasal arenada ve kamunun ilgilendiği diğer alanlarda tartışma konusu olan bilgi ve görüşleri iletme görevi düşer. Basının bu görevi kamuoyunun da bu bilgi ve görüşleri alma hakkı ile tamamlanır. Yine Basın, kamuoyunun ilgisini çeken güncel konuları, bu konuların birbiri ile bağlantılarını ilgi çekici ve düşünmeye sevk edici biçimde haber yapabilir.Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından SPK ile ilgili gelen bir kısım ihbarlarla ilgili olarak dava konusu yazıda da iddia edilen bir kısım hususlar hakkında inceleme yapıldığı ve inceleme sonucunda iddiaların yerinde görülmediği, dosyaya sunulan Trabzon Milletvekili tarafından 19/09/2008 tarihinde TBMM'ne sunulan soru önergesinde Kanal 7 ile ilgili olarak yapılan inceleme sonucunun neden hala Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmediği hususlarının ve bir takım iddiaların araştırılmasının istendiği, yine Samsun Milletvekili tarafından TBMM'ne sunulan soru önergesinde T.. E.. tarafından B.. A..'e geriye dönük olarak olumlu sicil verilip verilmediği hususlarının araştırılmasının istendiği, dava konusu yazıların yayınlandığı tarihte ise bazı şirketler hakkında ihbar ve şikayetlerin henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.Dava konusu yapılan yayının, Sermaye Piyasası Üst Kurulu'nda yönetici sıfatında olan davacı hakkında olduğu ve SPK ile ilgili olarak ihbar ve şikayetlerin ve soru önergelerinin bulunduğu hususları nazara alındığında köşe yazılarında iddia ve şikayetlerin sonuçlandırmasının konu alındığı, kamuoyunu da yakından ilgilendiren iddialarla ilgili olarak eleştiri hakkının kullanıldığı, dava konusu yazılar bir bütün olarak ele alındığında gerçek, güncel ve kamu oyunun ilgisine haiz olduğu, davacının kişilik haklanna bir saldırı bulunmadığı sonucuna varılarak istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.