Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4598 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5846 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ....... Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalı ... .......... aleyhine 11/03/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, maden ruhsatı bulunun davalı şirketin, yapılan kontrolde devlet ormanında 13.363 m² lik sahada aşım yaptığı ve bu aşım nedeniyle 18 adet ağacın devrilerek zarar gördüğünün tespit edildiğini, davalı şirketin mesul müdürü hakkında, 22/03/2005 tarihli suç tutanağı düzenlendiğini belirterek arazi tahsis bedeli, toprak bedeli ve ağaçlandırma giderinin tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın genel zamanaşımı süresinde açıldığı belirtilerek bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu olay, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanun'un 93. maddesinde tanımlanan ''işgal ve faydalanma'' suçu niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıldır. Dava konusu eyleme ilişkin suç tutanağının düzenlendiği 22/03/2005 tarihinden davanın açıldığı 19/03/2012 tarihine kadar ceza zamanaşımı süresi geçmiştir. Diğer yandan, ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız eylemin suç niteliğinde olması yeterlidir. Ayrıca ceza davası açılması gerekmediği gibi mahkumiyet kararı verilmesine de gerek yoktur. Dava konusu eyleme yönelik davalı şirket mesul müdürü hakkında 6831 sayılı Kanun'un 93. maddesine muhalefet nedeniyle açılan ceza davasında verilen görevsizlik kararının temyizi üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 25/11/2010 gün ve 2009/14009 esas 2010/18117 karar sayılı kararı ile 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesinde belirlenen zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği de anlaşılmaktadır.Şu halde, açıklanan hususlar gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.