Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4577 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5170 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/04/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, maliki olduğu taşınmazın bolkon duvarının, davalı komşusu tarafından yıkıldığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş yargılama devam ederken maddi tazminat talebini atiye terk etmiştir.Davalı, evinin bitişiğindeki balkonun kendi arsasına tecavüzlü olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının davacıya karşı suç teşkil edecek şekilde balkon duvarını balyozla yıkarak hukuka aykırı davrandığı belirtilerek, maddi tazminat talebinin atiye terkine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Medeni Yasa'nın 24. ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirdiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.Dava konusu olay nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası'nın 49. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir2-Dosya kapsamından, yargılama devam ederken davacı tarafından maddi tazminat talebi atiye terk edilmiş olmasına rağmen, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği anlaşılmıştır. Atiye terk, davanın takipsiz bırakılarak açılmamış sayılması hükmündedir. Yargılama sırasında avukat aracılığı ile temsil edilen davalı yan yararına karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) no'lu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.