Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 457 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12054 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/05/2011 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, mahkemenin 2000/242 esas sayılı dosyasında, davalı vakıf yararına ve kendisi aleyhine manevi tazminata hükmedildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, iç hukuk yollarının tüketilmesi sonrasında, İnsan Hakları ve Temel Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin ve Eki Protokollerin ihlalinin gerçekleştiği savı ile anılan kararla ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) müracaat ettiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin taraflara dostane çözüm hususunda görüşlerini sorduğunu, tarafların bu hususta uzlaşması neticesinde davanın dostane çözüm ile sonuçlandığını belirterek HMK’nın 375/i (HUMK’un 445/11) hükmü gereğince yargılamanın yenilenmesini istemiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, yenilenmesi talep edilen hükmün, İnsan Hakları ve Temel Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin ve Eki Protokollerin ihlali sureti ile verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararı ile tespit edilmiş olması gerektiğine ilişkin HMK’nın 375/i maddesindeki koşulunun, somut olayda; istemin dostane çözüm ile neticelenmiş olması nedeniyle gerçekleşmediğini belirterek; davanın dinlenebilir olmadığından reddine karar vermiştir.Dosya içeriğinden, ...nin önerdiği dostane çözüm teklifinin davacı tarafından kabul edilmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından davanın kayıttan düşürülmesine karar verildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türk Devleti tarafından yapılacak ödemenin sözleşme ve protokollerin tanımladığı şekliyle insan haklarına saygıdan esinlendiği kanısı ile başvurunun incelenmesine devam edilmesini gerektirir bir sebep görmediği, bu hususun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına dercedildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 375/i maddesinde; yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi için, “ihlalin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararı ile tespit edilmiş olması” koşulu getirilmiştir. İlgili iade sebebinin, 4793 sayılı Yasa ile HUMK’un 445. maddesine eklenmesinin ve aynı sebebin HMK’da da mevcudiyetini korumasının gayesi düşünüldüğünde, maddenin lafzi değil amaçsal yorumlanması gerekir. Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. (TMK 1) “Kesinleşmiş karar ile tespit olunma” ifadesinin dar yorumlanması halinde maddenin konuluş amacının yeterince tezahür etmeyeceğinin kabulü gerekir. Kaldı ki; dostane çözüm, İnsan Hakları ve Temel Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme ve Eki Protokoller ile tanınan insan haklarına saygı ilkesinden esinlenmekte ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de yargılamanın her aşamasında taraflara bu hususta yardım etme vazife ve yetkisi tanınmaktadır. Dostane çözümü iç hukukumuzdaki sulh kurumuna benzetmek, Türk Devleti’nin dostane çözüm neticesinde bir miktar parayı ödemeyi kabul ve taahhüt etmesini de davanın kısmen kabulü şeklinde kıyasen değerlendirmek, HMK’nın 375/i maddesinde yer alan düzenlemeyi somut olaya uyarlama açısından yerinde olacaktır. Bu itibarla; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dostane çözüm neticesinde davanın kayıttan düşürülmesine dair kararı da, HMK’nın 375/i maddesine uygun kesinleşmiş bir karardır. Yargılamanın yenilemesi koşulları oluşmadığından bahisle istemin dinlenebilir olmadığından reddine karar verilmesi doğru değildir. İşin esası incelenerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.