Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4518 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4558 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 18/11/2009 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın sıfat yokluğundan reddine dair verilen 13/10/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi de davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ... ve vekili Avukat ... geldiler, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem sıfat yokluğundan reddedilmiş; karar, davacı ile davalı ... tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalılardan ... ile oğullarının sahibi olduğu şirket arasındaki ticari alışverişten dolayı davalı ...’tan alacaklı olduklarını, alacağın ödenmesi konusunda davalı ile protokol imzaladıklarını, protokol hükümlerinin teminat altına alınması için davalının tapuda kayıtlı taşınmazını kendisine devir ettiğini, protokole göre alacağın ödenmemesi nedeni ile dairenin tapusunu geri vermediğini, ancak davalıların muvazaalı şekilde aralarında borç senedi düzenleyerek icraya koyup, davalı ...’ın kendisine devir ettiği dairenin borçlulardan mal kaçırmak amacı ile devir edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davası açtıklarını ve davanın kabul olunduğunu, esasen davalılar arasındaki borçlandırıcı tasarruf işleminin muvazaalı olup iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacının bu dosyada ileri sürdüğü iddiaları, aleyhinde açılan tasarrufun iptali davasında da ileri sürdüğü ancak davanın kabulüne karar verildiğini ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, davacı ile davalı arasında borç ilişkisi bulunmadığı, davalı ...’ın davacıya dairesini devir etmesinin kesinleşmiş bulunan mahkeme kararına göre muvazaalı olduğunun sabit olması nedeni ile davacının artık bu davayı açma sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. Davalı ..., adına kayıtlı taşınmazını davacıya tapuda devir etmiştir. Davalılar arasındaki borç ilişkisi nedeni ile davacı aleyhinde açılan davada, davalı alacaklı ...’a davacı adına tescil kaydı bulunan dairenin alacağını karşılayacak ölçüde haczini ve satışı isteme yetkisi verilmiş bulunması nedeni ile davacının bu davayı açma sıfatı bulunmaktadır. Şu durumda, mahkemece, işin esasına girilerek tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre esastan bir karar verilmesi gerekirken sıfat yokluğundan davanın reddedilmiş olması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacının öteki temyiz itirazları ile davalı ...'ın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.