Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4513 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4433 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 11/10/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile ölüm ve yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden kabulüne dair verilen 03/11/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ... ile ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar adına gelen olmadı, karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, trafik kazası nedeni ile ölümden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat yönünden istemin feragat nedeni ile reddine, manevi tazminat yönünden ise kabulüne karar verilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacılar, davalı ...’ın ehliyetsiz ve yaşı küçük bir şekilde sevk ettiği araç ile neden olduğu trafik kazasında murislerinin yaşamını yitirdiğini, kendilerinin de yaralandıklarını bildirerek uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir. Davalılar, kazanın asli kusurları ile meydana gelmediğini, ölüm ve yaralanmanın emniyet kemerinin takılı olmaması ve küçük çocuğun ön koltukta seyir etmesi nedeni ile meydana geldiğini savunarak davanın reddedilmesini istemişlerdir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin feragat edilmesi nedeni ile reddine, manevi tazminat isteminin ise aynen kabulüne karar verilmiştir. Davalılar, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğu yönünde kararı temyiz etmiş iseler de, temyiz duruşması sırasında davacılar vekilince dosyaya 27.03.2012 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi başlıklı belge ibraz olunmuştur. Söz konusu belgeye göre,.... 2010/614-2011/624 E-K sayılı ilamı ile hüküm altına alınan ve ....İcra Müdürlüğünün 2011/21356 esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan manevi tazminat alacağına ilişkin olduğu, sözleşme uyarınca ödemenin yapılması halinde manevi tazminata ilişkin alacağa yönelik tüm hak ve alacaklardan gayrikabili rücu olmak üzere feragat edileceğinin yazılı bulunduğu, belge altında davacı ve davalının imzalarının da olduğu görülmüştür. Şu durumda, mahkeme dışında yapıldığı ve eldeki davanın çözümü konusunda sulhen anlaşma sağlandığı anlaşılan protokol hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği araştırılarak, getirilmiş bulunduğu tespit olunduğu takdirde sulh anlaşmasına göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.