Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4512 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4371 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 16/01/2008 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile ölümden dolayı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 29/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ... A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazına gelince; a- Dava, trafik kazası nedeniyle ölümden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı ... tarafından temyiz olunmuştur. Davacılar, davalı sürücünün kusuru ile neden olduğu trafik kazasında murislerinin ölümünden dolayı uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir. Davalılar, kusur ve sorumlulukları olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların murisinin ölümüne neden olan trafik kazasında davalı sürücü ...’in 5/8 oranda kusuru olduğu kabul olunarak kusur oranına isabet eden tazminat tutarının ödetilmesine karar verilmiştir. Mahkemece benimsenen 15.12.2010 günlü destek tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunda, tazminat tutarları hesap günündeki verilere göre hesaplanmış ancak ... Sigorta tarafından davacılara 21.10.2004 günü ödenen tazminat tutarı hesap tarihinden yaklaşık altı yıl önce yapılmış bulunmasına karşın güncellenmeden toplam tazminattan indirilerek hüküm kurulmuştur. Oysaki davacılar, bu miktarın hesap rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte oluşacak tutarı oranında haksız yere zenginleşmiş olacaklardır. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta tarafından yapılan ödemenin tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin yasal faizi hesaplanıp güncelleştirilerek, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatlarından indirilmesi gerekir.b-Mahkemece ... tarafından bağlanan aylığın rücuya tabi olup olmadığı araştırılmalı, rücuya tabi ise peşin sermaye değeri sorulup zararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca asıl tazminat miktardan mahsup edilmelidir. c-Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.Somut olaya gelince, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek gerekir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b-c) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı ...Ş.'nin öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve davalı şirket yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine, temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.