MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 01/10/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden ise açılmamış sayılmasına dair verilen 20/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir Yerel mahkemece, davalılardan ilgili haberleri yapan muhabir yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalılardan ... yönünden ise istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ...'ın imtiyaz sahibi olduğu ... adı ile yayınlanan günlük yerel bölge gazetesinin 15/07/2010 ve 19/07/2010 tarihli nüshalarındaki yayınlarda davacı ... Belediyesi'nin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Yerel mahkemece, dava konusu yayınların Belediye Başkanlığı veya başkan yardımcılarını hedef almadığı, doğrudan doğruya Belediye Başkanlığının tüzel kişiliğini yıpratmak için yapıldığı kabul edilerek, davacı ...'nin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü ile davalılardan ... yönünden istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Dava konusu yayınların içeriği incelendiğinde; yayınların, ...Belediye başkanı ve yardımcısı hakkında olduğu anlaşılmaktadır. Dava, sübjektif hakkın ihlali savı ile mahkemeden hukuki korunma istemidir.Dava hakkı da, kural olarak bu sübjektif hakkın sahibine aittir. Davaya konu yayınlarda, davacı tüzel kişiliğe yönelik bir suçlamada bulunulmamıştır. Aksine, yönetici durumunda bulunan gerçek kişilerin eylem ve işlemleri yayına konu edilmiştir. Şu durumda, davacı tüzel kişiliğin ihlal edilmiş bir hakkı ve buna bağlı olarak da davacı sıfatı bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın aktif sıfat yokluğu nedeniyle reddi kararı verilmesi gerekir. Aksine gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.