MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/04/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 27/12/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/03/2013 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Semra Demir ile karşı taraftan davalı vekili Avukat..... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.Davacı, yan dal uzmanlığı sürecinin, klinik bölüm başkanı ve koordinatör şef olan davalının kusurlu eylemleri nedeniyle uzadığını ve zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir.Yerel mahkeme, eğitimin uzaması hususunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.Davacı, kamu görevlisi olan davalının görevi sırasındaki eylemleri nedeniyle zarar gördüğünden bu davayı açmıştır.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Şu durumda davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken, yanlış değerlendirme ile işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.