Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4463 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8291 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/12/2012NUMARASI : 2012/313-2012/662 Davacı N.. E.. vdl vekili Avukat H.. E.. tarafından, davalı H.. İ.. aleyhine 28/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacılar, davalının katılan olarak yer aldığı ceza dosyasında tanıklık yaptıklarını, bu dosyada sanık lehine ifade vermelerinden dolayı davalının haksız ithamlarına maruz kaldıklarını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.Davalı, ceza dosyasında kullandığı ifadelerin hakaret etme kastı taşımadığını, savunma hakkı kapsamında kaldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının ceza dosyasındaki sözlerinin savunma sınırlarını aştığı, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu benimsenerek, davacıların manevi tazminat istemlerinin bir kısmının ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalının katılan olarak yer aldığı ceza dosyasında, davacıların sanık lehine tanıklık yaptıkları, bunun üzerine tanık ifadelerine karşı beyanda bulunan davalının, davacıları kastederek “temin edilmiş tanıklardır, soruşturma aşamasında verilen ifadelerde bu şahısların isimleri geçmemektedir, tanıkların ifadelerini bu nedenle kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu, davalının katılan olarak sarf ettiği bu sözlerin tanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını belirtmeye yönelik olduğu, hakaret etme kastı taşımadığı anlaşılmaktadır.Şu halde; kullanılan ifadenin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı dikkate alındığında savunma sınırları içerisinde kaldığının, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığının kabulü gerekir. Mahkemece, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.