Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4395 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 294 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/02/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/01/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, ... Beldesi Belediye Başkanı olduğunu, davalının ruhsatsız olan binası nedeniyle hakkında idari para cezası uygulandığını,bu durumu hazmedemeyen davalının asılsız şikayetleri nedeniyle manen zarara uğradığını belirterek uğradığı manevi zararın davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise şikayeti üzerine davalının ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/59 esas sayılı ceza davasında cezalandırılmasına karar verildiğini, yasal şikayet hakkını kullandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; emarenin varlığının kabul edilebileceği,fakat davalının şikayetlerinin hak arama özgürlüğü sınırını aştığı, davacıyı toplum içinde sürekli şikayet edilen konumda bıraktığı, bu şekli ile toplum içinde davacının saygınlığını azalttığı gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.Somut olayda; Dava dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde;davalının taşınmazının da bulunduğu parseller ile ilgili olarak ... Belediye Başkanlığı tarafından imar değişikliği kararı alındığı,imar değişikliğine ilişkin Belediye Meclis Kararına karşı davalı tarafından ...İdare Mahkemesi'nin 2005/1301 esas sayılı dava dosyasında iptal istemli dava açıldığı ve yargılama sonunda Meclis kararı ile keyfi olarak imar değişikliği yapıldığı gerekçesiyle iptaline karar verildiği,davalı tarafından açılan ve ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/400 esas sayılı dava dosyasında görülmekte olan meni müdahale davasında davalının taşınmazına tecavüzde bulunulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve davalının şikayetleri sonucu davacı belediye başkanının,Asliye Hukuk Mahkemesi'nde verilen meni müdahale kararı sonrası tecavüzlü binanın ruhsatını iptal ederek yıkımı gerçekleştirmesi gerekirken kamu yararı olmadığı halde hukuka aykırı ve yola tecavüzlü yapıyı hukuka uygun hale getirmek için imar değişikliği yoluna gittiği ve kararın ...İdare Mahkemesi'nce iptal edildiği ve görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle cezalandırılması istemiyle açılan davada davacının görevi ihmal suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, olayın gelişimi itibariyle davalının şikayetlerini beyan etmek için dilekçe verdiği, şikayetin, olağan kuşku üzerine ve somut emarelere dayandırılarak yapıldığı,emarenin mahkemece de kabul edildiği,hak arama özgürlüğü sınırları içerisinde şikayet ve dilekçe verme hakkının kullanıldığı,yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olayın özellikleri de göz önünde tutulduğunda, şikayet hakkının kullanılmasında aşırılığa kaçılmadığı ve davacı yararına hukuka uygunluk nedeninin oluştuğu benimsenmelidir. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalının tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.