MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/04/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalının aleyhine yalan tanıklık yapması sonucu ceza aldığını, sonradan davalının yalan tanıklık yaptığının anlaşıldığını ve bu suçtan mahkum olduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemiştir.Davalı, yalan tanıklık yapmadığını, soruşturma aşamasında kendini iyi ifade edemediğini, yanlış anlaşıldığını, davacının sadece kendi beyanı üzerine ceza almadığını, başka maddi delillerin de bulunduğunu, hakkında yalan tanıklıktan kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, davalı hakkında yalan tanıklık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk hakimini bağlayıcı olduğu, yalan tanıklığın sonuca etkili olmasının önemli olmadığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, davacının annesi olan dava dışı... ile davacı ... ve kız arkadaşı dava dışı ... arasında yaşanan tartışma esnasında, davacı ve kız arkadaşının, annesini kemik kırığı meydana gelecek şekilde kasten yaraladığı, başlatılan soruşturma üzerine tanık olarak ifadesine müracaat edilen davalı ... ...'nın alınan ilk ifadesinde, davacının, annesine vurmadığını beyan ettiği, davacı hakkında kasten yaralama suçundan kamu davası açılması üzerine,... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/118 Esas sayılı dosyasında, davalının alınan ifadesinde, davacının, kız arkadaşı ... ile birlikte annesine vurduğunu, çelişki üzerine sorulması üzerine mahkeme ifadesinin doğru olduğunu beyan ettiği, ceza mahkemesince; diğer tanık anlatımları, katılan iddiası ve adli rapor içeriği de nazara alınarak davacı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, yapılan şikayet üzerine davalı hakkında yalan tanıklık suçundan kamu davası açıldığı,... 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/615 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda, davalının mahkumiyetine dair verilen 09/02/2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, ancak bu talebin hükmün tek dayanağının davalı tanık ifadesi olmadığından bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacının, dava dışı annesi ile tartıştığı ve yaralanmasına neden olduğu sabittir. Davalı tanığın; davacının, annesine vurduğu şeklindeki mahkeme ifadesi doğru olup bu ifadesinde yalan beyanda bulunmadığı, dosya içeriğine uygun düşmeyen soruşturma aşamasındaki ifadesinde ise davacı lehine beyanda bulunduğu, bu hali ile davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylem bulunmadığı, tazminat isteme koşullarının gerçekleşmediği, davalı hakkında yalan tanıklık suçundan ceza mahkemesince verilen kararın da kesin olmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılması niteliğinde olduğu, bu bakımdan hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olmadığı, şu halde, açıklanan yönler gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.