Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4380 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5478 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Nakliyat San. ve Tic. A.Ş. aleyhine 25/02/2010 gününde verilen dilekçe ile eski hale getirme istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, izinsiz taş ocağı olarak kullanılan taşınmazın eski hale getirilmesi, mümkün değilse tazminata hükmedilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, adına kayıtlı taşınmazların davalı tarafından taş çıkarmak, taş stok sahası ve araç park yeri olarak kullanılmak sureti ile işgal edildiğini, tarım arazisi olma vasfını kaybettiklerini, taş bedelinin tahsili amacı ile daha önce açılan davanın kabul edildiğini belirterek, taşınmazın eski hale getirilmesini, mümkün değilse tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, taşınmazların maden sahasında kaldığını, “madencilik faaliyetleri ile bozulan arazilerin yeniden doğaya kazandırılması yönetmeliği” kapsamında zaten eski hale getirileceğini, bu kapsamda hazırlanan projeyi dosyaya sunduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, bilirkişi görüşüne göre, dava konusu taşınmazlardan 80 parsel sayılı olanın doğal zemini bozulmadığından dolayı, bu taşınmaza yönelik istemin reddine, 234 parsel sayılı taşınmazın doğal zemini bozulduğundan bu taşınmaza yönelik istemin kabulüne karar verilmiştir.İzinsiz ve ruhsatsız taş çıkarılmasından dolayı, taş bedelinin tahsili amacı ile davacı tarafından davalı aleyhine daha önce açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/131 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporunda, hem 234 hem de 80 parsel sayılı taşınmazda kazı çalışması yapıldığı belirtilmiştir. Eldeki dosyada yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporlarında ise, 234 parsel sayılı taşınmazda kazı çalışması yapılmasına bağlı olarak doğal zeminin bozulduğu, dolgu yapılması gerektiği belirtilmesine karşın, 80 parsel sayılı taşınmazda kazı çalışması yapılmadığı, sadece taş stok sahası ve araç park yeri olarak kullanılmasından dolayı doğal zeminin bozulmadığı belirtilmiştir. Yerel mahkemece, 80 parsel sayılı taşınmazın doğal zemininin bozulmadığını belirten bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Halbuki, iki rapor arasında çelişki olmasına rağmen, çelişki giderilmeden 80 parsel sayılı taşınmazın doğal zemininin bozulmadığını kabul eden bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir. Şu halde, çelişkiyi gidermek için oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Hüküm, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine 11/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.