Davacı Tuğba vekili Avukat Metin tarafından, davalı Ümit aleyhine 24.1.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız tahliye nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 3.2.2006 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 3.4.2007 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Metin geldi, karşı taraftan davalı adına kimse gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kiracının haksız tahliyesi nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı sahibi olduğu dükkanda kiracı olan Uğur 'nın vermiş olduğu tahliye taahhüdüne dayalı olarak, tahliyesi için 4.3.2002 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Bu takip ile tahliye gerçekleşmediği halde 15.4.2002 tarihli kira sözleşmesi ile aynı dükkan bu kez davacıya kiralanmıştır. Ancak bundan sonra Uğur aleyhindeki tahliye talepli takip nedeniyle 16.4.2002 tarihinde tahliye işlemi için gelinerek süre verilmiş ve daha sonra da 20.5.2002 tarihinde 15.4.2002 tarihli yeni kira sözleşmesi sunulduğu halde davacı bu yerden tahliye edilmiştir. Bundan sonra davacının yaptığı şikayet üzerine İcra Tetkik Mercii kararı ile tahliye haksız bulunarak iptal edilmiştir. Ancak bu arada dükkan bir başkasına kiralanmış ve kullanılmakta olduğundan davacının oraya dönmesi mümkün olmamıştır. Tüm bu gelişmelere göre davacının davalı tarafından da inkar edilmeyen yeni kira sözleşmesi bulunduğu halde bu yerden tahliye edilmiş olması haksızdır. Nitekim İcra Tetkik Mercii kararı ile de bu haksız tahliye işlemi iptal edilmiştir. O halde davalı haksız tahliye nedeniyle doğan zararlardan sorumludur. Bu nedenle, davacının uğradığı zararlar belirlenerek hüküm altına alınmalıdır. Yerel mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davanın tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 500,00 YTL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 3.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.