Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4332 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7457 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2010/544-2013/84Davacı M.. Ç.. vekili Avukat E.. A.. tarafından, davalı M.. Ç.. aleyhine 10/12/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil ve haksız şikayet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, Kız Meslek Lisesi'nde öğretmen olarak görev yaptığını, okulun müdürlüğünü yapan davalı ile aralarında mesleki olarak anlaşmazlık bulunduğunu, davalının 2008 yılında kendisine vermesi gereken dersleri haksız olarak eşine verdiğini ve haksız şikayette bulunduğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; aldırılan bilirkişi raporuyla, Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği'nin 267.maddesi kapsamında okul idaresinin yeterli branş öğretmeni olmaması durumunda okul dışından öğretmen görevlendirebileceği, davacının branşında yeterli öğretmen olmaması nedeniyle okul dışından öğretmen görevlendirilmesinin usule uygun olduğu, yine davalı tarafın şikayetinin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.Davaya konu edilen olayda; Söke Kız Meslek Lisesi Müdürü olan davalının, görevi sırasında haksız fiil suçunu işlediği ileri sürülmüş, davalı memurun görevi sırasında ve görevi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulması istenmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yargı yerinde dava açılamıyacağına göre kamu görevlisi hakkında adli yargıda açılan tazminat davasında kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece husumetten red kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.