MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2013/396-2014/154Davacı E.. Ç.. vekili Avukat Mehmet tarafından, davalı İ.. M.. aleyhine 08/10/2013 gününde verilen dilekçe ile faiz alacağı ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 08/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, asıl davada hüküm altına alınmayan faiz alacağı ile maddi zararın ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, usule aykırı yıkımdan dolayı uğramış olduğu zararın tazmini istemiyle açmış olduğu davada faize hükmedilmediğini, ayrıca taleple bağlı kalındığından bilirkişi raporuna göre bakiye alacaklarının bulunduğunu belirterek, faiz alacağı ve ek tazminat isteminde bulunmuştur.Mahkemece, yıkım tarihinin üzerinden iki yıldan fazla sürenin geçtiği gerekçesiyle istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Zamanaşımı, bir talep ve dava hakkının kanunda belirtilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe olanağı veren bir hukuki savunma yoludur. Usul hukuku anlamında ise bir def'idir. Savunmanın genişletilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülebilir. Bu bakımdan, zamanaşımı def'inin, cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile (dilekçeler aşamasında) serbestçe, ön inceleme aşamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati ile, ön inceleme duruşmasına karşı tarafın mazeretsiz gelmemesi durumunda ise onun muvafakati aranmadan ileri sürülmesi mümkündür. Ön inceleme aşamasından tahkikat aşamasına geçildikten sonra ileri sürülmesi ise mümkün değildir, aksi halde, davacının da buna karşı savunmanın genişletildiğini ileri sürerek karşı koyma hakkı vardır. Ancak davalı, davacının açık muvafakati veya ıslah yoluyla yargılamanın bitimine (hüküm verilinceye) kadar zamanaşımı def'inde bulunabilir (HMK m.141).Dosya kapsamından, davalı tarafça süresi içinde sunulan cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunulmadığı, süresinden sonra sunulan ikinci cevap dilekçesiyle zamanaşımı def'inin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. İkinci cevap dilekçesi süresi içinde sunulmadığından, dilekçeler aşamasının sona erip ön inceleme aşamasına geçildiğinin kabul edilmesi gerekir. Bu aşamada ise, ikinci cevap dilekçesi adı altında sunulan dilekçeyle zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi mümkün değildir. Diğer yandan, süresinden sonra sunulan zamanaşımı def'ine davacı tarafından açık muvafakat verilmediğinden, keza davalı tarafça yapılmış bir ıslah da bulunmadığından, mahkeme davalının sonradan ileri sürdüğü zamanaşımı def'ini dikkate alamaz. Şu halde, süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı savunmasının reddiyle, işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.