Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 430 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3471 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bingöl 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2005/559-2012/394Davacı M. K.. B.. vekili Avukat S.. M..Mütevellizade tarafından, davalı M.. O.. aleyhine 27/10/2005 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili Avukat E.. Ç.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız fiil nedeniyle açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur.Davacı vekili, davalının Bingöl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürütürken 12/01/2005 tarihinde il merkezinde bulunan öğretmen evine toplantı amacıyla gittiğini, öğretmen evinin lobisinde "Beni neden karşılamıyorsun" diyerek orada bulunan tanık çalışanlar huzurunda müvekkilinin göğsüne vurmak suretiyle müessir fiilde bulunduğunu ve hakaret ettiğini beyanla manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddini istemiştir.Mahkemece davalının haksız fiilinden sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu edilen olayda; İl Milli Eğitim müdürü olan ve kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalının görevi sırasındaki eylemi nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Davalıya husumet yöneltilemez. Davanın husumet (taraf sıfatı) yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.