Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4242 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1728 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı... Genel Müdürlüğü aleyhine 18/11/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davalının davacılar ..., ... ve ...'a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5236 sayılı Kanun ile eklenen ek 4. madde gereğince HUMK’un 427. maddesi uyarınca temyize konu bölümünün 1.890,00TL’yi geçmemesi durumunda karar kesindir. Somut olayda anılan davacılar yararına hüküm altına alınan ve temyize konu olan tutarlar, bu düzeye ulaşmadığından davalının adı geçen davacılara yönelik temyiz inceleme isteği reddedilmelidir.2- Davalının davacılar ..., ..., ..., ...'a yönelik temyiz itirazlarına gelince;a-Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, maliki/hissedarı oldukları... ilçesi... Köyünde bulunan taşınmazlarda ekili ürünlerin, ... termik santralinin çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia ederek uğradıkları zararın ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır.Davalı, termik santralin işletilmesinden dolayı çevreye herhangi bir zarar verilmediğini, resmi kurumlarca hava kalitesinin sürekli ölçüldüğünü, yönetmeliklerle belirlenen sınır değerlerin aşılmadığını, küllerin toprakla örtüldüğünü düzenli olarak nemlendirme yapıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, mahallinde yapılan tespite göre, davalının işlettiği termik santralin çevreye olumsuz etkisinden dolayı davacıların ektiği üründe verim kaybı olduğu belirlenmiş, her bir davacının hissesine isabet eden zararın ödetilmesine karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre davanın delil tespit dosyasına dayanılarak açıldığı, tespit sırasında hazır bulunan ziraat mühendisi bilirkişinin dava konusu taşınmazlarda ekili ürünlerde %10 verim azalmasına bağlı zarar bulunduğunu belirlediği vezarar tutarını hesapladığı mahkemece söz konusu raporun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Ne var ki davalı tarafından dosyaya ibraz edilen emsal nitelikteki dosyalarda alınan bilirkişi raporunda yapılan delil tespitinde köyün santrale uzaklığı, yöredeki hakim rüzgarların yönü ile köyün konumu belirlendikten ve ekili ürünler tek tek fotoğraflanarak incelendikten sonra baca gazları ile atılan zararlı makro parçacıkların tespit mahalline kadar ulaşamayacağı, mikro parçacıkların ise ekili ürünler üzerinde bulunmadığı, köyün santralin güney doğusunda kaldığı, yöredeki hakim rüzgarların güney batıdan estiği, mevcut duruma göre bitkilerin sağlıklı şekilde gelişimlerini tamamladıkları verim durumunun ilçe ortalamaları içinde olduğu, aynı bölgedeki parsellerin birinde santralden olumsuz etkilenme varsa diğerlerinde de olacağı, etkilenme yoksa diğerlerinde de olmayacağı biçiminde değerlendirme yapıldığı görülmüştür. Şu durumda, dava konusu parseller üzerinde yapılan ve verim azalmasına dayalı zarar olduğunu bildiren bilirkişi raporu ile emsal nitelikte bulunan dosyaya ibraz edilen delil tespiti dosyasında verilmiş bulunan bilirkişi raporu arasında açık bir çelişki bulunmaktadır.Mahkemece yapılacak iş, öncelikle dosyaya bölgedeki hakim rüzgarları gösterir meteorolojik bulguların kazandırılması, ardından da her bir dosyada dava konusu taşınmazların bulunduğu köylerin santrale uzaklıkları ve santrale göre konumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca davalının savunmasında santralin A ünitesinin %20, B ünitesinin %20-25 kapasitede çalıştığı beyan edildiğinden resmi makamlardan santralin çalışma kapasitesinin ve zamanının sorulması gereklidir. Sonrasında davalı tarafça ibraz edilen bilirkişi raporlarında her bir parselde ekili ürünün fotoğraflandığı bildirildiğinden, söz konusu fotoğrafların tümü ve varsa hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından çekilmiş fotoğrafların da taraflardan istenmesi, daha öncesinde eldeki davada ve emsal dosyalarda rapor veren bilirkişiler dışında konusunda uzman bir çevre mühendisi ile iki ziraat mühendisi bilirkişi heyetinden çelişkiyi giderici, denetime elverişli bir rapor alınması, termik santrallerin etkisinin matematiksel olarak hangi alana kadar yayılabileceği, santralin çalışma kapasitesi ve hakim rüzgar yönünün bu duruma etki edip etmeyeceğinin de bilirkişi heyetinden sorulması gereklidir. Mahkemece anılan eksiklikler giderilmeden karar verildiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.b- 6100 sayılı HMK'nın 76/1. maddesinde “Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır.” hükmü düzenlenmiştir.Davacılar vekili olarak dava ve duruşmalara kabul edilen Avukat ...'un dava dilekçesinin ekinde davacılardan ... ile...'dan alınmış vekaletnamesini ibraz etmediği görülmüş olup, bu eksiklik tamamlatılmadan davanın görülüp sonuçlandırılması da doğru olmadığından kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar ..., ..., ...,... yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalının davacılar ..., ... ve ...'a yönelik temyiz inceleme isteminin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.