Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4232 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6083 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkilinin halen Tunceli Milletvekili olarak TBMM'de görev yaptığını, davalının 04/06/2013 tarihinde ... isimli bir kanalda katıldığı programda müvekkiline yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığını, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu belirterek manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili ise; davaya konu sözlerin A.İ.H.S.'nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davalının davacıyı kastederek söylediği bir kısım ifadelerin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava konusu TV programı içeriği bir bütün olarak incelendiğinde; her iki tarafın da milletvekili oldukları, programda söylenen sözlerin genel olarak siyasi eleştiri niteliğinde olduğu, davaya konu ifadelerin davacıya yönelik ağır eleştiriler içerse de davacıyı aşağılama ve küçültme kastıyla söylenmediği, ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, eleştiri sınırlarının aşılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.