Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 421 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15951 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı-k. davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-k. davacı ... aleyhine 01/08/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 26/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-k. davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:a)Asıl dava hakaret nedeniyle, karşı dava tehdit nedeni ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; karar, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının kendisine hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu, eyleminden dolayı mahkum olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı ise davacıya hakaret etmediğini, ancak davacının kendisini tehdit ettiğini iddia ederek karşı dava yoluyla uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davalının davacıya hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduğu kabul edilerek istemin kabulüne, karşı dava yönünden ise olayın meydana geldiği iddia olunan tarih ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddine karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat ödetilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.b-Dava konusu edilen hakaret ve tehdit olayı 27.09 2008 günü meydana gelmiş olup karşı dava 25.10.2011 günü açılmıştır.BK'nun 60/2. maddesi gereğince, zarara yol açan davranışın aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir.Davaya konu eylem 5237 sayılı TCY'nin 106. maddesinde düzenlenen 'tehdit" suçunu oluşturabilecek nitelikte olup, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır. Ayrıca ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için somut olay ile ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma açılmış bulunması da şart değildir.Şu durumda davanın açıldığı günde olay tarihinden itibaren uzamış (ceza) zamanaşımı süresi dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.