Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4145 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8366 - Esas Yıl 2014
Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 14/02/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kaydının iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, araç trafik kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, ... plakalı aracın sahibi olduğunu, aracının satışı için ... isimli kişiye vekalet verdiğini, Eskişehir'den telefon eden bir şahsın aracı almak istediğini belirterek ...'ü Eskişehir'e çağırdığını, davalılardan ... ve dava dışı ... ile kendisini ... olarak tanıtan bir kişinin Eskişehir'e gelen ...'ten aracın noter satışını aldıklarını ancak hileli hareketlerle kandırarak araç bedelini ödemeyip ortadan kaybolduklarını, aracın aynı günde 3 defa el değiştirdiğini ve en son davalılardan ...' a devredilmiş olduğunu belirterek dolandırıcılık ve hile ile yapılan tescilin iptali ile aracın kendi adına tescilini istemiştir.Davalılardan ..., dava konusu aracı bedelini ödeyerek ve iyiniyetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek davacıya ait aracı hiç bir bedel ödemeksizin kendi adlarına tescil ettirdikleri belirtilerek istem kısmen kabul edilmiştir.Dosya kapsamından, dava konusu olay nedeniyle davalılar hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/512 esas sayılı dosyası ile görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu davada, davalılardan ...'un suçun işlenmesine katılmaksızın suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın aldığı iddia edilmiştir.6098 sayılı TBK 74. maddesi (818 sayılı BK 53) uyarınca, ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de; somut olayın özelliği itibariyle maddi olgunun ve davalının sorumluluğunun tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arzetmektedir. Dava konusu olayın özelliği nazara alındığında, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.